Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
German - English
History
ortadan kaldıran
Meanings of
"ortadan kaldıran"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
ortadan kaldıran
deletory
n.
Meanings of
"ortadan kaldıran"
with other terms in English Turkish Dictionary : 36 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
sisi ortadan kaldıran aygıt
defogger
n.
2
General
ekonomik bir süreci ortadan kaldıran veya devam etmesini engelleyen özel bir durum
margin
n.
3
General
ortadan kaldıran kimse
ridder
n.
4
General
ortadan kaldıran şey
ridder
n.
5
General
ortadan kaldıran kimse
driver
n.
6
General
kendini ortadan kaldıran kimse
self-destroyer
n.
7
General
ortadan kaldıran veya zayıflatan şey
solvent
n.
8
General
şüpheleri ortadan kaldıran
conclusive
adj.
9
General
tıkanmayı ortadan kaldıran
ecphractic
adj.
10
General
saf inancı ortadan kaldıran
disillusioning
adj.
11
General
kendini ortadan kaldıran
self-destruct
adj.
12
General
(kötü bir şeyi) ortadan kaldıran anlamı veren son ek
-buster
suf.
13
General
ortadan kaldıran anlamına gelen son ek
-clast
suf.
14
General
ortadan kaldıran anlamına gelen son ek
-clastic
suf.
Trade/Economic
15
Trade/Economic
tekelleri ortadan kaldıran
trustbuster
n.
Law
16
Law
kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkını ortadan kaldıran muafiyet
testimonial immunity
n.
17
Law
nedensellik bağlantısını ortadan kaldıran neden
intervening cause
n.
18
Law
en ağır suçtan yargılanma için gerekli olan kasıtlı eylemi ortadan kaldıran akıl hastalığı, sarhoş olma sebebiyle kısıtlı ehliyet
diminished capacity
n.
19
Law
amme senedini ortadan kaldıran, geçersiz kılan veya değiştiren gizli yazı
counter deed
n.
Politics
20
Politics
hukuka aykırılığı ortadan kaldıran durum
enabling act
n.
21
Politics
avrupa içerisindeki sınır kontrollerini ortadan kaldıran 1985 tarihli anlaşma
schengen convention
n.
Technical
22
Technical
kireç uygulamasının etkisini ortadan kaldıran ve deriyi yumuşatan alkali bir çözelti
bate
n.
23
Technical
binaları ortadan kaldıran kimse
wrecker
n.
24
Technical
binaları ortadan kaldıran kimse
housewrecker
n.
Telecom
25
Telecom
abone hatlarındaki sorunun yerini saptayan, testten geçiren ve ortadan kaldıran çalışan
dispatcher
n.
Textile
26
Textile
kumaştaki iplik, düğüm gibi kusurları ortadan kaldıran kimse
burler
n.
Pharmaceutics
27
Pharmaceutics
hareketten kaynaklı mide bulantısını ortadan kaldıran
anti-motion-sickness
adj.
Physics
28
Physics
dolanıklığı ortadan kaldıran cihaz
disentangler
n.
29
Physics
dolanıklığı ortadan kaldıran sistem
disentangler
n.
Social Sciences
30
Social Sciences
toplumsal eşitsizliği ortadan kaldıran şey
leveler
n.
31
Social Sciences
toplumsal eşitsizliği ortadan kaldıran şey
leveller
n.
Religious
32
Religious
engelleri ortadan kaldıran hindu tanrısı
ganesa
n.
33
Religious
engelleri ortadan kaldıran hindu bilgelik tanrısı
ganesh
n.
34
Religious
engelleri ortadan kaldıran hindu bilgelik tanrısı
ganesha
n.
35
Religious
hükmü ortadan kaldıran
diriment [rare]
adj.
Engineering
36
Engineering
çapı 10 mikrondan az olan partikülleri ortadan kaldıran mühendislik filtrelemesi
ultra filtration
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ortadan kaldıran
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy